top of page

Ankara Medipol Üniversitesi Araştırma Öğretim Görevlisi Sayın Nazlı Turhan ile Yapay Zeka ve Yapay Zeka Hukuku Alanlarında Röportaj


Editör: Zeynep Sıla DEMİRTAŞ


1. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız, aktif çalışmalarınızdan bahseder misiniz?


Araştırma Eğitim Görevlisi Nazlı Turhan. Ankara Medipol Üniversitesinde Hukuk Fakültesi Araştırma Öğretim Görevlisiyim. Hukuk fakültesinde lisans eğitimini tamamladıktan sonra, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Bilişim Hukuku Yüksek Lisans programında akademik ilerleyişime devam ettim. Barcelona Üniversitesi Tıp Fakültesinde Transplantasyon uygulamaları, güvenlik, etik ve biyoteknoloji uygulamaları konularında eğitim aldım. 2011 yılından itibaren aktif bir şekilde bilişim hukuku ve sağlık bilişimi konularında sektörel ve akademik faaliyetlerde bulunmaktayım. Bunların yanı sıra dinleyicileri dijital dünya konularında bilgilendirmek ve güncel konuları irdelemek üzere TRT Radyo “Dijital Evren” isimli programda yer almaktayım. Özellikle üretken yapay zeka, hukuk teknolojileri, beyin bilgisayar arayüzleri ve nöroetik konularında çalışmalarıma devam etmekteyim.


 2. Yapay zeka hukuku hakkındaki sorularımıza geçmeden önce röportajımızı okuyacak okuyucularımızın kafasında netleşmesi için sizden kısaca bir yapay zeka tanımı alabilir miyiz?


"Yapay zekâ” kavramı için birçok tanım olsa da henüz bu kavramı tam olarak karşılayan bir tanım olduğunu söylemek zor olabilir. Yapay zeka antropomorfik bir yaklaşım ile anılsa da, aslında belirli hedeflere ulaşmak için algılama-çıkarım eylem döngüsünü kısmen veya tamamen otomatikleştirebilen teknolojik yöntemlerdir. Kural tabanlı sistemlerden istatistiksel öğrenmeye, derin öğrenmeden üretken modellere uzanan geniş bir çalışma alanını haizdir. Buradaki pratik ölçüt, insanın rutin ve tekrar eden bilişsel davranışlarını, ölçülebilir performans metrikleriyle yerine getirebilen, hesaplayabilen sistemlerin geliştirilebiliyor olmasıdır.

3. Yapay zeka ve hukuk dendiğinde arada bağ kurmakta zorlanılabiliyor bildiğiniz üzere. Yapay zeka ve hukukun bağlantısı nedir,biz yapay zekayı hukukun hangi alanlarında kullanabiliriz ?


Her iki kavramın da çıkış noktası ve odağı insan. Bu nedenle temas noktaları o kadar fazla ki buraya sığdırmak zor olabilir. Ancak temelde aralarında iki yönlü bir bağ olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bunlardan birisi hukukun yapay zeka teknolojilerini düzenleme güdüsü, diğeri ise yapay zeka teknolojilerinin hukuku dönüştürme gücü diyebiliriz. Hukuk düzeninde yapay zeka destekli teknolojilerin regüle edilmesi gerekliliği deyince akla ilk gelen kritik konu başlıkları, temel haklar, güvenlik, şeffaflık, hesap verebilirlik gibi ilk yasal düzenleme örneklerinde açıkça söz edilen hassas alanlardır. Yapay zeka teknolojilerinin hukuku dönüştürmesinden kastım ise adalete erişimi hızlandıran, kolaylaştıran, pratikleştiren ve mali açıdan hafifleten yani bir çok anlamda optimize eden teknolojik koşulların ve araçların yapay zeka desteğiyle sağlanabilmesidir. Yargı süreçlerinde strateji geliştirme, sözleşme analiz sistemleri, kaynak planlama, olasılık hesaplama, bireylerin temel hukuki bilgiye erişimini kolaylaştıran eğitimli sohbet robotları ,etkin bilgiye ulaşım, otonom karar destek sistemleri, yasama faaliyetlerinde büyük veriden yararlanmayı kolaylaştıran gelişmiş alt yapılar, yürütme faaliyetlerinde ise öngörülü sistemlerin kullanımı gibi bir çok inovatif araç, yapay zeka desteği sayesinde hukuk profesyonellerini ve hukuk sistemlerini dönüştürmekte diyebiliriz.


 4. Yapay zekâ destekli hukuk danışmanlığı hizmetleri, avukatlık mesleğini tehdit ediyor mu?


Tehdit etmekten çok mesleğin icra biçimini değiştiriyor. Ayrıca yalnızca avukatın değil, hakim ve savcıdan kanun koyucuya kadar tüm hukuk profesyonellerinin iş ve görevlerini köklü bir biçimde dönüştürüyor diyebiliriz. Bir diğer yandan bu dönüşüm yalnızca hukuki hizmet sunanlar için değil hukuki hizmet talep edenler için de geçerli. Mesleki deneyim ve özel bir uzmanlık gerektirmeyen, rutin avukatlık görevlerini ciddi ölçüde etkileyeceği çok açık. Taslak hazırlama, ön hazırlık gibi standart işlerin yanı sıra bir sözleşmenin hukuki boşluk barındıran yanlarının veya riskli noktalarının gözden geçirilmesi ve raporlanması gibi işlerin yapay zeka destekli uygulamalar aracılığıyla saniyeler içinde yapılabiliyor olması dahi basit ama etkin yeniliklerden biri. Bir diğer yandan suçluların öngörülü yöntemler ve yeni sayılabilen delil çözümleriyle tespit edilmesinden, mahkeme kararlarının istikrar gözetimlerine kadar avukatın iş ve görevlerinin optimizasyonuna olumlu katkı sağlayacağı da çok açık. Ayrıca hukuk profesyonellerinin icra edebileceği yeni meslek gruplarının ortaya çıkması beklenmektedir. Hukuk teknoloğu, hukuki süreç analisti, hukuk tasarımı uzmanı gibi meslek grupları oluşacak ve onlara olan ihtiyaç artacaktır. Konuyla ilgili, Ankara Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Fulya İlçin Gönenç ile yayımladığımız “Hukuk Teknolojileri ve Adalete Erişimdeki Dönüştürücü Etkileri” başlıklı yeni makalemizi mesleğe güncel bir bakış açısı kazandırması açısından, okumalarını, tüm hukuk fakültesi öğrencilerine önemle tavsiye ediyorum.


5. Hukuki metinlerin yapay zekâ ile analiz edilmesi, kararların öngörülebilirliğini artırır mı yoksa yeni riskler mi doğurur?


Aslında bu konu tamamen “hukuk teknolojileri” disiplini altında yer alan ve son derece hızlı büyüyen güncel bir konu. Hukuki metinlerin YZ destekli analizi somut anlamda avantaj sağlarken soyut anlamda çeşitli riskler barındırıyor. Hukuki metinlerde insan hata payını azaltırken, bir diğer yandan insandan uzak, toplumun soyut unsurlarını gözden kaçırabilen analizlerin veya kalıplaşan metinlerin oluşmasına da zemin hazırlıyor. Öngörülebilirlik açısından ise birden fazla olasılığın geleneksel yöntemlere göre çok hızlı ve etkin hesaplanması nedeniyle olumlu sonuçları oluyor. Kamu politikalarının geliştirilmesi, mevzuat ihtiyacının öncül tespiti, ihtilafa açık hukuki muamelelerin önlenmesi anlamında da umut verici gelişmeler yaşanıyor.


 6. Yapay zeka kullanımı avukatların iş yükünü ne oranda azaltır ve yapay zekadan alınan bilgilerin doğruluk oranı nedir?


Avukatlar, hakimler ve savcılar için günlerce veya haftalarca sürecek bazı iş ve görevler dakikalar içerisinde tamamlanabiliyor. Pek tabi burada teknolojik açıdan mümkün olan bir yeniliğin etik açıdan uygun olduğunu söyleyebilmek için henüz erken. Yapay zeka yazılımlarının, oluşturulması ve uygulanması aşamaları en az onların verdikleri sonuçların doğruluk oranlarındaki isabeti teyit etmek kadar önemli. Modelin eğitimi sürecinde yer alan ön yargı(bias),modelin çalışması esnasında yer alan kara kutu(black box) modelin çıktı(output) üretmesine doğrudan etki edecek en temel unsurlardır. Söz konusu risklerin şimdilik mevcut olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak teknolojik gelişmeler ilerledikçe hesap verebilirlik, şeffaflık, mahremiyet unsurlarında da iyileşmeler görülecek daha iyi ve güvenilir sonuçlara ulaşacağız. YZ sistemlerini aktif bir şekilde kullanan Çin’den bir örnek verecek olursak; yapay zekâ teknolojilerinin Çin yargı sistemine entegrasyonu, hâkimlerin iş yükünü en az %30 azaltarak, 2019-2021 yılları arasında toplam 1,7 milyar saatlik çalışma süresi tasarrufu ve 300 milyar Yuan (yaklaşık 45 milyar ABD doları) tutarında ekonomik kazanım sağlanmasına zemin oluşturmuştur.


 7. Yapay zeka hukuk sistemlerinin türkiyenin hukuk sisteminde yapacağı yenilikler hakkında öngörebildiğimiz bir süreç var mı? Yapay zeka hukuk sistemlerinin kullanımı kanunlarımızda değişiklik yapmamızı gerektirir mi?


Şuan ülkemiz hukuk ekosisteminde birçok iş ve görev insan eli ve denetimiyle gerçekleştiriliyor. Konu hukuk sistemleri olunca güncel duruma uyumlanma konusunda biraz daha ihtiyatlı olunması makul bir durum. Bir diğer yandan yapay zeka odaklı mevzuat hazırlıkları devam ederken, adalet sistemi içerisinde yapay zeka teknolojilerinin konumlandırılması için de ciddi çalışmalar yürütülüyor. Yapay zeka teknolojilerinin adalet mekanizmalarına entegre edilmesi son derece hassas bir konu. Yapay zeka alanında dijital rekabet çok sert ilerliyor. Bu anlamda ABD ve Çin ön plana çıkıyor. Girişimsel açıdan teknofeodal şirketleri YZ piyasasını domine edecek ticari büyüklüğe sahip olmalarına rağmen hukuk sistemlerinde destek aldıkları YZ uygulamaları ile özellikle insan hakları ihlali vakalarında da bu devletler başı çekiyorlar. Ülkemize gelince toplumumuzun kodlarını yansıtan YZ sistemlerinin geliştirilmesi ve regülatif aksiyonların bu hassasiyetle alınması kıymetlidir.



 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


Fikirlerinizi Bizimle Paylaşın
(Bu İletilerde İsminiz 3. Kişiler Tarafından Görüntülenmeyecektir)

bottom of page